Silah Ateş Etme Suçu Savunma Dilekçesi

Silah Ateş Etme Suçu Savunma Dilekçesi

ADANA 4. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE

DOSYA NO :

SAVUNMALARINI SUNAN (SANIK):

MÜDAFİİ :

D.KONUSU : Savunmalarımızın sunulması dileğidir.

SAVUNMALARIMIZ :

1-) Müvekkile isnat edilen suç; korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma ve ya taşıma veya bulundurma suçudur. Müvekkil üzerine atılı suç 02.01.2021 tarihinde meydana gelmiştir.

Olay günü kendisine ait olan bağ evine bir eğlence tertip etmiştir. Bu eğlenceye müvekkilim dahil birden fazla kişi davet etmiştir. Gecenin ilerleyen saatlerinde jandarma ekipleri çevreye rahatsızlık verildiği ve silah sıkıldığı iddiasıyla bağ evine gelmiştir. Neticesinde eğlence sonlandırılmış , olay yerinde inceleme yapılıp tutanak tutulmuştur.

2-) Yargılamaya konu suç ile müvekkilin ilgisi kesinlikle söz konusu değildir.

Jandarmanın 02.01.2021 tarihli ve 13 fezleke no’lu fezlekesi incelendiğinde olay yerine geldiklerinde müziğin kapatılmasını ve eğlencenin sonlandırılması istendiğinde Ahmet’in jandarmaya hiçbir zorluk çıkarılmasına müsaade etmeden müziği kapattırdıkları ve misafirlerin bağ evini terk etmelerini sağladıkları anlaşılmaktadır. Bundan sonra havaya ateş açılmasına ilişkin olarak da yine aynı fezleke incelendiğinde Candan marka iki adet tüfeğin Ahmet tarafından Jandarmaya teslim edildiği görülecektir.

Mahkemeniz tarafında yapılan kovuşturma aşamasında ise sanık Ahmet; kendisinin havaya ateş etiğini ve yine bağ evinde ki misafirlerden Mehmet’in havaya ateş ettiğini başkada kimsenin havaya ateş etmediği beyan etmiştir.

Dosyada ki diğer bir sanık Cansu ise mahkemenizde ki beyanında kendisinin ve akrabası olan Celal’in havaya ateş ettiğini beyan etmiştir.

Diğer sanık Leyla kendisinin olay yerinde bulunduğunda ateş eden kimseyi görmediğini söylemiştir.

Müvekkil Ahmet mahkemenize vermiş olduğu beyanlarda olay yerinde sadece Cansu’nun havaya ateş ettiğini kendisi dahil başka hiç kimsenin bu fiili gerçekleştirmediğini beyan etmiştir.

Olayla ilgili düzenlenen kolluk fezlekesinde ve dosyada ki sanık beyanlarının hiçbir yerinde müvekkilin ruhsatsız silah bulundurduğu veya silahla ateş ettiğine dair bir bilgi, beyan, görgü mevcut olmadığı yukarıda izah ettiğimiz gibi görülmektedir.

3-) Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 13 sayılı iddianamesinde ele geçirilemeyen silahlardan bahsedilmektedir, sayın savcılığın ele geçirilemeyen silahların olduğu kanaatine olay yeri çevresinde bulunan boş mermi kovanlarından ulaştığını zannetmekteyiz. Ancak olayın geliştiği söz konusu yer Adana iline 5-7 km uzaklıkta ki tarım arazilerinin içindedir ve buraların bekçisi olmadığından herkesin girip çıkma ihtimali vardır. Bundan dolayı herkesin açıkça girip çıkabildiği bu yerlerde daha önce başkaları tarafından ateş edilmiş ve bunların boş kovanları düşmüş olabilir. Şu anda da olay yeri çevresine gidildiğinde yine boş mermi kovanı bulmak mümkündür. Çünkü bu yerler insanların her zaman uğrak yeri olan yerlerdir. Zaten dosya kapsamında ki beyanlara bakıldığında sadece 2 adet tüfekle ateş edildiği bundan başkada ateşli silahın orada olmadığı anlaşılmaktadır.

4-) Ceza yargılamasının temel ilkelerinden biri olan “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel şartı, suçun şüpheye yer vermeyen kesinlikle ispat edilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli ve tam olarak aydınlatılmamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, bir suçun gerçekten işlenip işlenemediğini veya işlenmiş ise gerçekleştirilme biçimi konusunda şüphe belirmesi halinde uygulanacağı gibi, suç niteliği belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkumiyeti, yargılama sürecinde toplanan delillerin bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan ihtimali kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir şüphe ve başka türlü bir oluşa imkan vermeyecek açıklıkta olmalıdır.

5-) Bu veriler ışığında;

Suçsuzluk karinesinin, sanığın suçluluğunu gösteren delili gibi geçerli bir sebep ile bertaraf edilmesi gerekir(Faruk ERDEM,Ceza Usulü s.160) Bu da yargılama sonunda fiilin sanık tarafında işlendiğinin YÜZDE YÜZ sabit olmasıyla mümkün olacaktır.(Demirbaş,s.68,Öztürk,Erdem-Özbek,s.134,Kunter-Yenisey,s.548) Ancak, bir kimsenin BERAAT edebilmesi için masumiyetinin anlaşılması şart değildir, suçlu olmadığının anlaşılması yeterlidir. Zira, ihtimali düşüncelerden sanık aleyhine sonuçlar çıkarılamaz.(Faruk Erem, Ceza Usulü, s.161)Şüphenin yenilemediği bu gibi durumlarda şüpheden sanık yararlanır kuralı işletilmelidir. Şüpheden sanık yararlanır prensibi daima sanık lehine olup, sanığın ancak ispat edilen hususlardan sorumlu tutulacağı anlamına gelir. Bu nedenle korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma ve ya taşıma veya bulundurma suçu ile müvekkil arasında nedensellik bağı mevcut olmadığından müvekkilin beraatine karar verilmesi gerekmektedir.

6-) Kaldı ki yargılamaya konu suçun mutlaka bir faili mevcuttur. Ancak toplanan deliller ışığı altında da müvekkilin suçu işlemediği açık ve nettir. Müvekkilin dosya kapsamında sanık olarak alınmasının nedeni sadece orada olması ve olayı aydınlatmaya yardımcı olmasıdır. Bundan dolayı da müvekkilimizin ismi dosya da geçmiş, suçla ilgisi olmamasına rağmen dosyada sanık olmuştur. Bu nedenlerle müvekkilin beraatine karar verilmesi gerekmektedir.

SONUÇ ve TALEP : Yukarıda arz edilen ve re’sen tespit edeceğiniz hususlarda nazara alınarak;

1-) Mahkemenizin müvekkil hakkında ki kovuşturmanın neticesinde BERAAT’ine karar verilmesini mahkemenizden arz ve talep ederim.